Çaydan Adam

Ev işleri arasında her hanımın farklı favorileri vardır. Mesela kimi ütü yapmayı sever , bazıları ise yemek yapmayı. Sevdiğiniz işlerin size verdiği keyif ise bambaşkadır ve terapik etkileri vardır. Başka dünyalara gider, hayaller kurar, güzel anları hatırlar, planlar yaparsınız. Size harika bir haberimiz var. Artık bu keyfi size yaşatan favorileriniz arasına çamaşırı da ekleyebilirsiniz :) Çünkü Rinso bunu mümkün kılıyor. Rengarenk paketleri ile raflarda dururken bile enerjisini yansıtan Rinso, çamaşır yıkamayı kolay ve eğlenceli bir hale getiriyor. Rinso’nun Kır Bahcesi (Yeşil), Çiçek Bahcesi (Pembe) ve Büyülü Bahçe (Mor) şişeli sıvı deterjanları hem beyaz hem de renklileriniz için tortu bırakmayan bir temizlik vaad ediyor. Rinso’nun gerçek eğlencesi, yıkama sonrası çamaşır makineninizi açtığınız anda başlıyor. Öyle ki kapağı açtığınız anda tertemiz çamaşırlarınıza eşlik eden muhteşem çiçek kokuları tüm banyoya yayıyor. İşte o an, hissettiğiniz duygular tarif edilmez. Sanki bir a

Daha önceki Fransa – Schengen Vizesi başlıklı yazıda Fransa’ya yaptığımız vize başvurusunun süreçlerinden bahsetmiş, 7 Kasım – 14 Kasım 2015 tarihleri arasında bir tur şirketinin gerçekleştireceği Fransa – Benelüks turuna katılacağımızı söylemiştim.  Yazıyı yazmam bazı sağlık problemlerim yüzünden gecikti. Tatilden geldikten bir hafta sonra safra kesesi ameliyatı oldum ve bir ay boyunca istirahat ettim. Bilgisayar başında oturabilmem için biraz vakit geçti. Onun için yazıyı anca yayınlayabilir hale getirebildim. Elimden geldiğince detaylı bir yazı hazırladım.  Biz yaklaşık 3 – 4 ay önce 30 Ekim – 7 Kasım tarihleri arasında bir Fransa – Benelüks tur paketi satın almıştık ancak seçim nedeniyle tur iptal olmuştu. Biz de 1 hafta gecikmeli olarak 7 Kasım tarihinde Atatürk Havaalanından Onur Air’in saat 12.30’da kalkan uçağı ile Düsseldorf Havaalanına gittik. 

19.09.2018 TARİHLİ GÜNCEL BİR YAZI YAZDIM. AMA BU YAZIDAN FAYDALANABİLECEĞİNİZ BİR BİLGİ OLURSA DİYE, BU YAZIYI DA SİLMİYORUM. Yıllardır yurt dışına gitmek için eşimle planlar yapardık ve sonunda bu hayalimizi son dakikada bir sürpriz olmazsa haftaya gerçekleştiriyoruz :) 31 Ekim - 7 Kasım arasında yapacağımız Fransa Benelüks turu seçim yüzünden bir hafta ertelendi. Geç olsun yeter ki seçim güzel bitsin. Bu arada 1 Kasım Saltanatın Kaldırılmasının yıldönümü. 

Kemal Sunal'ın belki de en çok sansüre uğrayan filmi. Müjdat Gezen'nin "Eşeğin Karnındaki Elmas" romanından uyarlanan film 1978 yılında çekilmiş. Kanlı 1 Mayıs'ın hemen ertesinde çekilen bu filmde bolca duvar yazıları ve afişler bulunmakta. Filmin sonunda ise Kemal Sunal işçilerle yürümektedir. Filmde Çaycı Halil dışında herkes bir an önce köşeyi dönmek isteyen ve paragöz tipleri oynamaktadır. Kemal Sunal'ın canlandırdığı Adem karakteri de gazetelerden biriktirdiği kuponlarla birşeylere sahip olmanın hayallerini kurmaktadır.

Yalova'ya eşimle şimdiye kadar iki kere gittik. 2008 yılında ilk kez gittiğimizde Yalova'yı çok beğenmiştik. Geçen sene de uzun zamandır gitmediğimiz için tekrar gidelim dedik ve deniz otobüsüyle gittik. Termal Kaplıcalarını bir önceki gidişimizde gezmiş ve çok bakımsız bulmuştuk. Bu sefer gittiğimizde belki biraz daha güzelleşmiştir diye bekliyorduk ancak eskisine göre çok daha kötü durumdaydı.

Yalova’nın tarihinde önemli bir yeri olan Yalova Hükümet Konağı, Yalova Valiliği ve Yalova Belediyesi'nin ortak girişimiyle hazırlanan Rekonstrüksiyon Projesi kapsamında yeniden ihya edilerek; Kültür ve Turizm Bakanlığından alınan özel müze kurma izni ile Yalova Belediyesi tarafından "Kent Müzesi" olarak 15 Mayıs 2013 tarihinde ziyarete açılmıştır. Bu tarihi yapının müze olarak işlev kazandırılması kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılması ve yaşatılması açısından büyük önem taşımaktadır. Müzede, 8 bin yıl öncesine dayanan ilk yerleşim izlerinden, Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet Dönemi'ne uzanan tarihsel süreç ve bugünkü Yalova; bilgi, belge ve fotoğraflarla anlatılmış, yerel yönetim, kardeş şehirler, nüfus, eğitim, spor, sanayi, tarım, coğrafi yapı, ilçeler, turizm ve sosyal yaşam gibi konulara yer verilmiştir. Kaynak:  http://www.yalovakulturturizm.gov.tr/   

Edirne'den yazılara devam edelim. Sultan II. Beyazıt Külliyesi Sağlık Müzesi'ne biz gideli çok oldu, onun için paylaşacağım fotoğrafların bir kısmı güncelliğini yitirmiş olabilir ama eğer tekrar gitme imkanım olursa fotoğrafları mutlaka güncellerim :) "Edirne Sağlık Müzesi" , Edirne'de, İkinci Beyazıt Külliyesi'nin Darüşşifa ve Tıp medresesi yapıları içinde hizmet veren, Trakya Üniversitesi bünyesindeki müze. Külliye içinde 1488'den beri yer alan darüşşifa (hastane), 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'na kadar aralıksız 400 yıl boyunca önceleri her türlü hastaya; sonraları sadece ruh ve akıl hastalarına hizmet vermiş bir sağlık kuruluşudur. Geçmişte hastalarının müzik, su sesi ve güzel kokularla tedavi edildikleri bu tarihi mekân, 1997 yılından bu yana Trakya Üniversitesi tarafından sağlık müzesi olarak düzenlenmiş, 2000 yılında Darüşşifa'nın Şifahane kısmı Ruh Hastalarını Readaptasyon Derneği'nin katkılarıyla Psikiyatri Tarihi Müüzesi haline ge

Öncelikle Lozan Anıtı’nın bulunduğu Karaağaç ile ilgili bilgileri vereyim.  Karaağaç, Edirne’nin Merkez ilçesine bağlı bir mahalle olup Meriç Nehrinin 2 km batısında, Yunanistan sınırına 4 km uzaklıktadır. 16. yüzyıldan önceki kaynaklarda adına rastlanmayan Karaağaç, topografik konumu itibariyle Edirne’ye oranla yüksek bir mevkide bulunması, orman ve nehirlerle çevrilmiş olması sebebiyle Edirne merkeze oranla özellikle yaz aylarının daha serin geçmesi ve şehre yakın olması nedeniyle bir sayfiye yeri olmuş. Kaynaklarda Karaağaç'ın bir Rum köyü olduğu, Edirnelilerin yazlık evlerinin bu köyde bulunduğu ve köyün o zaman için, çevre halkı tarafından mesirelik ve eğlence bölgesi özelliğini taşıdığı anlatılmakta. 19. yüzyıldan itibaren İstanbul’u Avrupa’ya bağlayan tren yolu için Edirne Garı'nın Karaağaç'a yapılmasından sonra köy gelişmeye başlamış. Bu yıllarda ticaret artmış, geniş bir alana yayılan dutluklar ile ipekböceği üretimi yapılarak koza fabrikaları açılmış. 20. yüz

Eşim Edirneli olduğu için yıllardır Edirne'ye gidip geliriz. Bu aralar, Edirne'ye zaman zaman yaptığımız gezilerle ilgili paylaşımlar yapacağım. Öncelikle en son yaptığımız Mayıs ayının başında olan gezimizle ilgili paylaşımlar olacak. 1 Mayıs'ın Cuma gününe gelmesi sebebiyle 3 günü birleştirip Edirne'ye gitmiştik. Cuma günü 1 Mayıs etkinliklerine gidip çarşıda dolaşmıştık. Cumartesi günü ise Edirne Büyük Sinagoguna ve Lozan Anıtı'na gittik. Sinagog 26 Mart 2015 tarihinde tekrar açıldı  ve biz de gittiğimizde ziyaret ettik. 

Öncelikle Kuzguncuk Bostanı'nın geçmişten bugüne kadar olan gelişmesine bakalım.   

Şehir Tiyatroları'nın Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda Ağustos ayında 3 adet oyunu seyircilerle buluşacak. 18 Ağustos'ta Cibali Karakolu , 20 Ağustos'ta İstanbul Efendisi , 22 Ağustos tarihinde ise Bir Yaz Gecesi Rüyası oyunları oynanacak. Biletler Şehir Tiyatroları'nın internet sitesinde satışta ve biletlerin çoğu satılmış durumda. Gitmeyi düşünüyorsanız acele edin.

Kadıköy Belediyesi tarafından bu sene 13.sü gerçekleştirilecek olan Tiyatro Festivali 3 ve 17 Ağustos 2015 tarihleri arasında düzenlenecek. Yarın Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu'nun Ödünç Yaşamlar oyunu ile başlayacak olan festival ayın 17'sinde Dostlar Tiyatrosu'nun İnsanlarım oyunu ile bitecek. Birçok tiyatronun çeşitli oyunlarının sergileneceği festival Selamiçeşme Özgürlük Parkı'nda gerçekleştirecek ve oyunlar saat 21.00'de başlayacak. Etkinlerin ücretsiz olduğu bu festivaldeki oyunlarda seyirciler için yaş sınırı konulmuş. Yaş sınırına özel olarak dikkat edilmesi istenilmiş.   Selamiçeşme Özgürlük Parkı'nın konumu

Geleceğe Dönüş filmi küçüklüğümden beri defalarca izlediğim bir filmdir. Ayrıca internetten film ile ilgili farklı videoları buldukça izlerim. Filmi izlemeyen var mıdır bilmiyorum ama filmin konusunu hiç bilmeyen varsa wikipedia sayfalarını gene de paylaşayım. 1 , 2 , 3 . Film ile ilgili internette çok değişik bilgiler ve videolar var. Filmi on kere de izleseniz mutlaka gözden kaçan detaylar oluyor. Onun için filmi defalarca ve çok dikkatli bir şekilde izleyin :)

Herşey Çok Güzel Olacak benim en çok sevdiğim filmlerden birisidir. 1998 yapımı olan filmi o yıl Ankara'da üniversiteyi kazanmış olan ablamın yanına gittiğimde birlikte sinemada izlemiştik. O zamandan beri sıkıldıkça açar izlerim. Çok güzel, çok keyifli bir filmdir.

Çeşme Kalesi, 1508 yılında Osmanlı Padişahı II. Beyazıt tarafından, Aydın Valisi Mir Haydar aracılığıyla, Mimar Ahmet oğlu Mehmet'e yaptırılmıştır. Kalenin ilk inşaatı tam deniz kıyısına yapılmıştır. Ancak, sonraki yıllarda denizin doldurulması sonucu bugünkü konumunu almıştır .

Eşimle 2012 senesinde evlendiğimizde balayında Hotel Baia Lara 'ya gitmiştik. Oteli ETS 'den almıştık ve gayet memnun kalmıştık. Düğün zamanı çok yorulduğumuz için balayında dinlenmek çok iyi gelmişti. 2013 yazında Bodrum tatili yapmıştık. Bodrum'un merkezinde Myndos Pansiyon 'da kalmıştık. Bu sefer bir önceki seneden farklı olarak sadece oda kahvaltı olan bir yerde kalmak ve bölgeyi gezmek istiyorduk. Hem otelin işletmecisi olan aileden hem otelden çok memnun kalmıştık (Bodrum ile ilgili yazılar: Bodrum Kalesi ve Zeki Müren Müzesi ) Geçen sene ise bu sefer iki farklı yer görelim dedik ve 23 - 26 Temmuz tarihleri arasında Marmaris'te Swans 1 Hotel 'de, 26 - 29 Temmuz tarihleri arasında ise Fethiye'de Çalış Plajı'nda bulunan  Hotel Berlin 'de kaldık. Her iki otelden de bir önceki sene gittiğimiz Myndos Pansiyon 'daki kadar memnun kalmadık.  

2 sene önce Bodrum'a gittiğimizde en çok beğendiğim yerlerden biri de Bodrum Kalesi olmuştu. Eşim benim kadar meraklı olmadığı ve hava da çok sıcak olduğu için benimle gelmek istemedi. Ben de tek başıma gezmeye karar verdim. Bodrum Kalesi St. Jean Şovalyeleri tarafından 1406 - 1523 yılları arasında inşa edilmiş. İçerisinde adları Fransız Kulesi, İtalyan Kulesi, Alman Kulesi, İngiliz Kulesi ve Yılanlı Kule olarak adlandırılan kuleler var .

Geçen sene Ekim ayında havalar soğumadan önce eşimle Mudanya'da arkadaşlarımız yanına ziyarete gittik. Cumartesi günü sabah erkenden Kadıköy'den deniz otobüsüyle Mudanya'ya gittik. Arkadaşların evinde güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra bizi Tirilye denilen küçük bir kasabaya götürmek istediler. Eşim daha önceden duymuş, benim ise hiç bilgim yoktu. Arabayla çok yakın dediler ve gittik. Tirilye, gerçekten çok küçük ve güzel bir yerdi. İlçenin 11 kilometre batısında kalan Tirilye'nin 2010 yılı nüfusu 1836'ymış. Tirilye’nin ismi 1900’lü yılların başında "Mahmutşevketpaşa" kasabası olarak değiştirilmişse de yerleşim Tirilye olarak anılmaya devam etmiş. 1963 yılında "Zeytinbağı" adını alan belde, 2011’de alınan bir kararla tekrar “Tirilye” adını almış.

23 Nisan'da dört günlük tatili birleştirerek eşimle benim memleketime gitmiştik. Hazır memlekete gitmişken yakın diyerek değişiklik yapalım diyerek Pamukkale ve Hierapolis'e gidelim dedik ve 24 Nisan günü Pamukkaleye arabayla gittik. 1957 yılında İtalyan Arkeoloji Heyeti Antik kentte çalışmalara başlar. İlk kazı döneminde sahne binasına ait mermer bloklar yıkıntı halindedir. 1957 yılından itibaren Heyet, Türk yetkililerle birlikte yapının içini boşaltmaya, arkeolojik kazı yapmaya ve anıtın sistemli olarak incelenmesiyle gün ışığına çıkartılan eserlerin onarımına başlar.  

4 Nisan 2015 günü eşimle daha önce birlikte gitmediğimiz iki adaya gitmek istedik. Burgazada'ya daha üniversitede öğrenciyken okul çalışmaları nedeniyle gitmiştim. O zamandan beri gitmek kısmet olmamıştı. Eşim daha önce gitmediği için ben de merak ettiğim için cumartesi günü gitmeye karar verdik. Kadıköy'den vapura bindik. Daha havalar ısınmadı, çok kalabalık olmaz diyorduk ancak vapurda hem giderken hem dönerken ayakta kaldık. Sabah önce Burgazada'ya gittik.

4 Nisan 2015 tarihinde eşimle yaptığımız Burgazada ve Heybeliada gezisini zaten başka bir yazıda yazdım. Onun için bu yazdığım yazıda sadece Burgazada'daki Sait Faik Abasıyanık Müzesi ile ilgili bilgiler olacak. 

Madem şimdilik sadece müze ve gezi etiketlerim var, bir kaç tane daha bu etiketlere yazı yazalım. Eşimle evlendikten sonra Bodrum'a gitmiştik ve bu tatil çok hoşumuza gitmişti. Onu muhtemelen başka bir yazıda genel hatlarıyla anlatırım. Zeki Müren Sanat Müzesi Kültür Bakanlığı tarafından restore edilerek 8 Temmuz 2000 tarihinde ziyarete açılmış. Müzede kıyafetler, sahne kostümleri, çizdiği desenler, kendi yaptığı tablolar, aldığı ödüller, plaketler, başka kişilerin özel albümlerinden alınmış özel fotoğraflar, hayranlarından gelen mektuplar, özel eşyalar ile müzenin bahçesinde Buick marka Regal tipi otomobili ve sanatçının kendisine ait heykeli bulunmaktadır.

Gezmeyi en sevdiğimiz müzelerden biri de Oyuncak Müzesi olmuştu. Yaklaşık iki sene önce gitmiştik.

Aslında Atatürk Arboretumu ile ilgili bir yazıyı eşimin blog sayfasında yazmıştık ama çok sevdiğim bir yer olduğu için ben de yazmak istedim. Biz buraya yaklaşık bir buçuk sene önce gittik. Üsküdar'dan buraya ulaşım toplu ulaşım ile biraz zor. Önce Beşiktaş'a geçip oradan 42T Taksim - Bahçeköy otobüsüne binmek ve yaklaşık 50 durak gitmek gerekiyor.

Yaklaşık 8-9 ay önce Hasköy'de bulunan Rahmi Koç Müzesi'ne gittik. Müzenin içerisinde klasik arabalar, eski motorsikletler, bisikletler, kağnılar, arabaları, kızaklar, torna tezgahları, kayıklar, su altı bölümü, buhar makineleri, marangozhane, gemi makineleri, tekneler, bilimsel aletler var. Atatürk Bölümü'nde Atatürk'e ait özel eşyalar bulunmakta. Açık teşhir alanında ise uçaklar, askeri araçlar, itfaiye araçları var. Müzede Nostaljik Demiryolu Seferi ile ücretsiz kısa bir tren yolculuğu yapılabilir. Ayrıca Müzeye Türk Deniz Komutanlığı tarafından süreli olarak verilen TCG Uluç Ali Reis Denizaltısı, Fenerbahçe Vapuru, Keşif Küresinin de mutlaka görülmesi gerekir.

Bundan yaklaşık 3-4 sene önce gittiğimiz Feriköy Antika Pazarına bu hafta sonu (18.11.2018) eşimle gittik. Daha önceki gittiğime göre Pazar çok daha fazla kalabalıktı. Geçen zaman içinde Pazar çok daha fazla meşhur olmuş. Fiyatlar da epey artmış gibi geldi. Daha önceki gidişimde küçük alkol şişelerinden almıştım. Bu sefer de tezgahlara baktım  ama çok fazla satan yoktu. Pazarda plaklar, gazeteler, dergiler, kitaplar, kartpostallar, pullar, daktilolar, gramofonlar, pikaplar, duvar saatleri, masa saatleri, tablolar, çerçeveler, vazolar, çevirmeli telefonlar, fotoğraf makineleri, çatal bıçak takımları, kristal kadehler, bardaklar, tabaklar, çanaklar, kıyafetler ve daha bir çok şey var. 

İlk yazı çok sevdiğim bir sanatçı olan Barış Manço hakkında olsun.   Küçüklüğümde bütün kasetlerini topladığım, cenazesini televizyondan izleyip ağladığım bir kişi olan (diğer kişi Kemal Sunal ki kendisiyle ilgili ileride bir çok paylaşım yapacağımdan eminim) Barış Manço'nun evini yaklaşık bir ay önce ziyaret ettik.