Şükrü Paşa Anıtı ve Balkan Savaşı Müzesi

Müzenin inşasına 5 nci KOr. K. Korg. Yıldırım Türker'in direktifleri ile 54 üncü Mknz. P. Tug. K. Tuğg. M. Korkut Özarslan'ın önderliğinde Haziran 2000'de başlanmıştır. Müze 30 Ağustos 2000 tarihinde hizmete açılmıştır. 
Şükrüpaşa Anıtı ve Balkan Savaşı Müzesi'nin içerisinde Şükrüpaşa Anıtı, Komuta Yeri, Balkan Savaşı Eserleri, Edirne Şehit Anıtları, Edirne'deki Tabyalar, Sırp Sındığı Savaşı Eserleri, Tarihi Edirne Şehri Resimleri, Yaşam Bölümü (Depo), Yaşam Bölümü (Koğuş), Gözetleme Yeri, Kütüphane, Konferans Salonu, Sergi ve Otopark bölümleri bulunmaktadır.


Şükrü Paşa Anıtı ve Balkan Savaşı Müzesi; Balkan Savaşında Edirne’yi savunan Şükrü Paşa ve Balkan Savaşı şehitleri anısına, savunma mevzilerinden biri olan Kıyık Tabya’da inşa edilmiştir. Kentin en yüksek yerinde bulunan Kıyık Tabya’daki Balkan Savaşı Müzesi, Balkan savaşında yaşananları anlatmaktadır. Edirne halkı tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağışlanan silah, belge ve mühimmatın sergilendiği 4 adet sergi vitrini, 2 top,1 adet yemek dağıtım arabası, harita, resim, bilgi notlarının bulunduğu 118 pano, 28 konu mankeni ve seslendirme sistemiyle dönemin atmosferi canlandırılmaktadır. Şükrü Paşa, 1857’de Erzurum’da doğmuştur. Öğrenimine Erzincan Askeri Lisesi’nde başlamış; İstanbul’dan topçu teğmen olarak mezun olmuş;Almanya’da dört yıl askeri eğitim görmüştür. Almanca, İngilizce ve Fransızca bilen Şükrü Paşa, Harbiye ve Darüşşafaka okullarında balistik ve matematik öğretmenliği yapmıştır. Edirne’ye topçu komutanı olarak tayin edilmiş ve tuğgenerallikten orgeneralliğe kadar askeri hizmetini burada geçirmiştir. 1908, İkinci Meşrutiyet ilanında, İstanbul’a gelmiş ve değişik askeri görevlerde bulunmuştur. Balkan Savaşı çıkınca, Edirne Müstahkem Mevkii Komutanlığı’na tayin edilmiş ve kendisine verilen yazılı emirle Edirne’nin kuşatılması durumunda, bu kaleyi iki ay savunması istenmiştir. Şükrü Paşa, bu ünlü ve şanlı savunmayı, beş ay sürdürmüştür. Ancak 26 Mart 1913 günü teslim olmak zorunda kalmış.
24 Eylül 1912 tarihinde Osmanlı Sofya Elçiliğinin İstanbul'a gönderdiği uyarı telgrafı yaklaşan tehlikeyi bildiriyordu: "Bulgarların ilk amacı Osmanlı'nın güçsüz Kırklareli tümenidir. Edirne'ye ise baskın taarruzu düşünüyorlar. Edirne müstahkem mevkii takviye edilmeli, vatani hizmet süresi dolan askerler terhis edilmemelidir."
Bunun üzerine Edirne Müstahkem Mevkii Komutanlığına getirilen Mehmed Şükrü Paşa, Edirne kuşatması başlamadan bir hafta önce kente gelebildi. Edirne'nin savunması görevi verilen Şükrü Paşa'ya şehrin kuşatılması halinde 50 gün savunulması emri verilmişti. Bu sürede ya Bulgar ordularının geriletileceği ya da İstanbul'dan destek gönderileceği öngörülmüştü. Ancak Mehmed Şükrü Paşa, kurmayları Kâzım (Karabekir), Remzi (Yiğitgüden) ve Fuat Bey ile, İstanbul'dan destek alamamasına rağmen, Bulgar ve Sırp ordularının saldırılarına 5 ay 5 gün süreyle direnerek tarihe geçen bir savunma gerçekleştirdi. 26 Mart 1913 günü Bulgar Komutanlığına bir subay göndererek kalenin teslimini teklif etmek zorunda kaldığında hürmetle karşılandı. Kimi kaynaklara göre kılıcını usulen Bulgar komutanına teslim etmiş ve Edirne'ye ertesi gün gelen Alman asıllı Bulgar çarı I. Ferdinand kılıcını kendisine geri teslim etmiştir. Bu kılıç teslim sahnesi, Edirne'nin işgalinin simgesi haline gelmiştir. Fotoğrafın aslına ulaşıldığı iddia edilen bir kaynakta ise fotoğrafta fotomontaj ile mizansen yaratıldığı ve Şükrü Paşa'nın böyle bir görüntüye malzeme olmamak için teslim olmadan önce kılıçlarını kırdığı ileri sürülmektedir. Şehri kahramanca savunması Avrupa basınında büyük yer bulduğu ve kamuoyunda takdir uyandırdığı için eğitim gördüğü Almanya'da adına küçük çaplı anıtlar dikilmiş; Fransız milleti adına bir kılıç ve hayranları tarafından binlerce imza ile bezenmiş bir altın kitap hediye edilmiştir. Altı ay boyunca Sofya'da itibarlı bir esaret dönemi geçiren Şükrü Paşa, bu dönemi matematik ve topçuluk problemleri çözerek geçirdi. Hazırladığı bir kitabı Bulgar veliahdı Boris'e hediye etti.
Balkan Savaşı'nda tarihe geçen başarılarından sonra rütbesi tekrar Birinci Ferikliğe yükseltildi ve emekli edildi. Günlerini kütüphanesinde çalışmakla geçirdi. Edirne savunması sırasında yakalandığı siyatik hastalığının tedavisi için gittiği Bursa kaplıcalarında zatürreye yakalandı ve İstanbul'a dönüşünde evinde 5 Haziran 1916 günü hayatını yitirdi. Naaşı, Müttefik kuvvetler komutanlarının katıldığı büyük bir askeri törenle İstanbul'da Merkezefendi Mezarlığı'nda toprağa verildi. Edirne halkının isteği ve ailesinin uygun görmesi üzerine mezarı 1988'de Edirne'de yapılan anıt-mezara nakledildi. 1934 yılında Soyadı Kanunu'nın kabulünden sonra ailesi, Erzurum'lu olmalarına rağmen Edirne soyadını almıştır.
Müzede 43. Alay 1. P. Tb. 1. Bl.'e ait İaşe Cevteli de yer almaktadır. 
15 Haziran 1917
Sabah: Üzüm Hoşafı. Akşam: Yağlı Buğday Çorbası. Ekmek: Tam.
26 Haziran 1917
Sabah: Yok. Akşam: Üzüm Hoşafı. Ekmek: Tam.
18 Temmuz 1917
Sabah: Üzüm Hoşafı. Akşam: Yok. Ekmek: Yarım.
08 Ağustos 1917
Sabah: Yarım Ekmek. Akşam: Şekersiz Üzüm Hoşafı.
 
"... Bulgarlar, bu günlerde şehri bombardıman etmekle beraber, diğer taraftan da Koyunlu ve Kemal sıtlarında Karaaağaç'ı, Kartaltepe yönünden de istasyonu ve Kızılay Hastanesini bombardımana başladı..." 12 Kasım 1912.
ŞÜKRÜ PAŞA MARŞI 
Erduzumda doğdun güneş
Edirne'de batmıyosun
Bu şehrin yüreğindesin
Sen toprakta yatmıyorsun. 
 
Şükrü Paşa, Şükrü Paşa
Kahramanlığınla yaşa
Destan oldun dillere sen
Gönlümüz seninle şen.
 
Balkanlardan esen yeller
Tuncada çağıldar seller
Bu köprüler, minareler
Senin destanını söyler.
 
Şükrü Paşa, Şükrü Paşa
Kahramanlığınla yaşa
Destan oldun dillere sen
Gönlümüz seninle şen.
 
“Düşman, hatları geçtikten sonra ölürsem, kendimi şehit kabul etmiyorum.
Beni mezara koymayın!.. Etimi, itler ve kuşlar, çeke çeke yesinler…
Fakat müdafaa hattımız, bozulmadan şehit olursam;
kefenim, lifim ve sabunum çantamdadır. Beni bu mahale gömeceksiniz….
Ve gelen nesiller, üzerime bir abide dikeceklerdir !…”
 
Aşağıdaki haritadan Şükrü Paşa Anıtı ve Balkan Savaşı Müzesi'nin bulunduğu bölgeyi daha detaylı görebilirsiniz. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Edirne'den Günübirlik Yunanistan Gezisi - Kastanies (Kestanelik) - Orestiada (Kumçiftliği) - Pazarkule Sınır Kapısı

Anelemmatik Güneş Saati - Cunda - Ayvalık