Çinili Köşk (23.01.2020 tarihli güncelleme)

İstanbul Arkeoloji Müzelerinin avlusunda bulunan Çinili Köşk, Topkapı Sarayı yapı topluluğunun bir bölümü olarak Fatih Sultan Mehmet tarafından 1472’de sur içerisinde, Sarayburnu’ndaki koruluk içerisinde yaptırılmıştır. Mimar Atik Sinan tarafından yapılan köşk, iki katlıdır. Ortada tonozlar üzerine oturtulmuş bir ana kubbeden, köşelerde ise yine kubbeli bölmelerden meydana gelmiştir. Ön tarafta tek parça beyaz mermerden on dört sütuna dayanmış bir revak vardır. Sütunlarla hareketlendirilmiş cephesi, eyvanlı terası ve kesme çini dekoru ile Selçuklu tesirinde bir erken Osmanlı örneğidir. Giriş duvarında uzun kitabe yer almıştır. Giriş bölümü, üzeri kubbeli bir mekan 13-19 yy. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait seramik ve çiniler kronolojik sıralı sergilenmiştir. 16 yy. İznik yapımı çiniler müzenin önemli eserleridir. Binanın içi bozdan boya beyaz, kahverengi, lacivert, firuze çinilerle süslenmiştir. Firuze çiniler altı köseli, bunların arasına serpiştirilen lacivert çiniler ise üçgen seklindedir. Bugün de sanatseverlerin hayranlıkla seyrettiği çinilerin güzelliği yüzünden adına Çinili Köşk denmiştir. Çinili Köşk 1875’de müze haline getirilmiştir. Burada Fatih Sultan Mehmet ile ilgili eşyaların da bir kısmı sergilenmektedir. 

Müzedeki eserlerin başında figürlü çini parçaları, yıldız çiniler, haç şeklinde çiniler, tabaklar, kâseler, mavi-beyaz tabaklar, mavi-beyaz bordür çinileri, firuzeli mavi-beyaz tabaklar, tepelikler, çok renkli kâseler, bardaklar, sürahiler, XIII. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenen Anadolu Selçuklu mihrabı, Haseki Hürrem Sultan Medresesi’ne ait pencere alınlığı, Kütahya işi gülaptanlar, ibrikler, kapaklı kâseler gelmektedir.
 
Girişin solundaki odada Selçuklu Dönemi, sol taraftaki dışa açılan eyvanda Slip teknikli ve Milet işi, orta salon ile birlikte beş köşeli çıkıntılı odada İznik yapımı, Gülhane Parkı'na bakan sağ köşe odada Kütahya yapımı ve dışa açılan sağ eyvanda ise Çanakkale yapımı eserler olmak üzere girişin solundan başlayarak devam eden bir yerleşim düzeni içinde sergilenmektedir.
Kaynak: (http://www.fatih.gov.tr/cinili-kosk)
Çinili Köşk'ün içerisinde Anadolu Selçuklular zamanında çininin üretimi ve kullanımı hakkında bilgiler verilmiş:
"Selçukluların 1071 yılında Anadolu'ya gelişi ile büyük gelişme gösteren çini, ilk defa mimariye bağlı olarak 13. yüzyılda cami, mescid, türbe, saray ve köşklerde kullanılmıştır. Özellikle saray ve köşklerin duvarlarını kaplayan sıraltı ve lüster (perdah) bezemeli haç ve yıldız biçimli çinilerde harpi, sfenks (efsane yaratıkları) kudret sesmbolü kartal gibi hayvan figürleriyle, yer yer portre karakteri gösteren sultan ve saray ileri gelenlerinin yer aldığı konular işlenmiştir. Dönemin bir yeniliği de mimaride görülen çini mozaiktir. Kemer, niş içleri, mihrab ve kubbeler çini mozaikle süslenmiştir. Çini sanatında yaşanan gelişmeye karşılık, bu dönem çanak çömleğinin sadece günlük ihtiyacı karşılamak üzere üretildiği görülür. Yöresel zevki yansıtan kaplarda görülen bezeme, kazıma (sgraffito) tekniğinde işlenmiş avcı, kuş figürleri, bitkisel ve geometrik motiflerdir."

Çinili köşkün içerisinde farklı yerlerde üretilen çiniler ile ilgili bilgiler de verilmiştir.
"İznik: Antik çağlarda önemli bir yerleşim merkezi olan şehirde oldukça yoğun bir keramik üretiminin varlığı bilinir. 1331 yılında Osmanlı topraklarına katılan İznik, 14. yüzyılın ortalarından 17. yüzyılın sonlarına kadar Anadolu'da Türklerin en önemli ve parlak çini-keramik merkezidir. Üretilen en erken örnekler, Selçuklu etkisinde kırmızı hamurlu, tek renk sırlı kaplardır. Dönemin çinileri mozaik, renkli sır, sıraltına çalışılmış; çoğunlukla lacivert zemine sarı, yeşil, firuze, beyaz rumi ve palmetlerden oluşan kompozisyonlarla bezenmiştir. 
Kütahya: 18. yüzyılın başında İznik çiniciliğinin sona ermesiyle, Kütahya işi çini ve kaplar (evani) yeniden önem kazanır. Ancak bazı dış müze ve koleksiyonlardaki mavi-beyaz örnekler ve ele geçen kazı buluntuları, Kütahya'nın İznik'i destekleyen ikinci bir çini merkezi olduğunu ortaya çıkarmıştır. ...
Çanakkale: Günümüze kalan örneklerden ve yazılı belgelerden Çanakkale'nin 18. yüzyılın ortalarından başlayarak 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar yoğun bir çanak-çömlek üretim merkezi olduğu anlaşılmaktadır. ... Yurdumuzda yakın tarihlere kadar fazla tanınmayan Çanakkale keramiklerinin, yurt dışındaki müze ve özel koleksiyonlarda sergilenen çeşitli ve ilginç örnekleri, bu kaplara olan ilgiyi gün geçtikçe arttırmaktadır."
Yaz Döneminde (1 Nisan - 1 Ekim) Müze'ye son giriş 19:00 olmak üzere, 09:00 - 20:00, Kış Döneminde (1 Ekim - 1 Nisan) ise Müze'ye son giriş saat 17:00 olmak üzere, saat 09:00 - 18:00 saatleri arası ziyaret edilebilir.

İstanbul Arkeoloji Müzesi'ne ulaşım ise şu şekildedir: 
Kabataş-Bağcılar Tramvay hattının Gülhane durağını kullanarak ulaşabilirsiniz.
Anadolu yakasından gelecekseniz Kadıköy-Eminönü ve Üsküdar-Eminönü vapurlarını kullanarak tramvay hattına ulaşabilirsiniz.
Eminönü'ne gelen otobüs hatları ile ulaşılabilirsiniz.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Tarihi Yarımada'da bulunduğundan özel araç park yeri son derece kısıtlı olduğundan ziyaretçilerin toplu taşımayı kullanmaları tavsiye edilmektedir.

Çinili Köşk'ün bulunduğu alanı aşağıdaki haritada paylaştım.
 
Çinili Köşk'e gelme imkanı olmayanlar 3D olarak da alanı gezebilir. 
 
Pazartesi günleri kapalı olan İstanbul Arkeoloji Müzesi'ne giriş 36 TL olup dileyenler, Müzekart ile ücretsiz gezebilirler.

İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü binalarındaki alt katta yer alan, 1, 16, 17, 18, 19, 20 numaralı salonlar ve üst kattaki salonların tamamının; Ek Bina zemin katta ''Assos Sergi Salonu'' ve ''İstanbul'un Çevre Kültürleri: Trakya, Bithynia - Bizanas'' sergi salonları ziyarete kapalıdır. (23.01.2020 tarihli güncelleme)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Edirne'den Günübirlik Yunanistan Gezisi - Kastanies (Kestanelik) - Orestiada (Kumçiftliği) - Pazarkule Sınır Kapısı

Anelemmatik Güneş Saati - Cunda - Ayvalık