Topkapı Sarayı (28.01.2020 tarihli güncelleme)

Topkapı Sarayı; İstanbul Sarayburnu'nda, Osmanlı İmparatorluğu'nun 600 yıllık tarihinin 400 yılı boyunca, devletin idare merkezi olarak kullanılan ve Osmanlı padişahlarının yaşadığı saraydır. Fatih Sultan Mehmed tarafından 1478’de yaptırılmış, Abdülmecit’in Dolmabahçe Sarayı’nı yaptırmasına kadar yaklaşık 380 sene boyunca devletin idare merkezi ve Osmanlı padişahlarının resmi ikametgahı olmuştur. Kuruluş yıllarında yaklaşık 70.000 m.² lik bir alanda yer alan sarayın bugünkü alanı 80.000 m² dir. 

Topkapı Sarayı, saray halkının Dolmabahçe Sarayı, Yıldız Sarayı ve diğer saraylarda yaşamaya başlaması ile birlikte boşaltılmıştır. Padişahlar tarafından terk edildikten sonra da içinde birçok görevlinin yaşadığı Topkapı Sarayı hiçbir zaman önemini kaybetmemiştir. Saray zaman zaman onarılmıştır. Ramazan ayı içerisinde padişah ve ailesi tarafından ziyaret edilen Kutsal Emanetler Dairesi’nin her yıl bakımının yapılmasına ayrı bir önem verilmiştir. 

Fatih Sultan Mehmed 1465 yılında Topkapı Sarayı'nın inşaatını başlatmıştır. Topkapı Sarayı’nın ilk defa, adeta bir müze gibi ziyarete açılması Abdülmecit dönemine rastlamıştır. O dönemin İngiliz elçisine Topkapı Sarayı Hazinesi’ndeki eşyalar gösterilmiştir. Bundan sonra Topkapı Sarayı Hazinesi’ndeki eski eserleri yabancılara göstermek gelenek haline gelir ve Abdülaziz zamanında, ampir üslupta camekanlı vitrinler yaptırılır, hazinedeki eski eserler bu vitrinler içinde yabancılara gösterilmeye başlanır. II. Abdülhamid tahttan indirildiği sıralarda Topkapı Sarayı Hazine-i Hümâyûn’un pazar ve salı günleri olmak üzere halkın ziyaretine açılması düşünülmüşse de bu gerçekleşememiştir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle 3 Nisan 1924 tarihinde halkın ziyaretine açılmak üzere İstanbul Âsâr-ı Atika Müzeleri Müdürlüğü’ne bağlanan Topkapı Sarayı önce Hazine Kethüdalığı, sonra Hazine Müdüriyeti adıyla hizmet vermeye başlamıştır. Bugün ise Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü adıyla hizmet vermeye devam etmektedir.

1924 yılında bazı ufak onarımlar yapıldıktan ve ziyaretçilerin gezebilmeleri için gereken idari önlemler de alındıktan sonra Topkapı Sarayı 9 Ekim 1924 tarihinde müze olarak ziyarete açılmıştır. O tarihte ziyarete açılan bölümler Kubbealtı, Arz Odası, Mecidiye Köşkü, Hekimbaşı Odası, Mustafa Paşa Köşkü ve Bağdat Köşkü’dür. Saray 1985 yılında UNESCO Dünya Mirasları Listesi'ne giren İstanbul Tarihî Yarımada içerisindeki tarihi eserlerin en başında gelmektedir. Günümüzde müze olarak hizmet vermektedir. 

Surlarla çevrili Saray-ı Hümayun'un yapıları: Otluk Kapısı, Balıkhane Kapısı, Saadet Kapısı, Haseki Hamamı, Alay Köşkü, Zeynep Sultan Camii, Soğukçeşme Kapısı, Ayasofya, III. Ahmet Çeşmesi, Ahırkapı Feneri, İncili Köşk, Odun Kapısı, Has Ahır, Hasbahçe, Şevkiye Köşkü, Vükela Kapısı, Eski Kayıkhaneler, Sepetçiler Kasrı, Yalı Köşkü, Demirkapı, Yalıköşkü Kapısı, Yeni Darphane, Darphane Köşkü, Babı Hümayun, Gülhane Kasrı, Gotlar Sütunu, Babüsselam, Arz Odası, Çinili Köşk, Revan Köşkü, Bağdat Köşkü, III. Osman Köşkü, Sofa Köşkü, Lala Bahçesi, Birinci Avlu, İkinci Avlu, Üçüncü Avlu, Topkapı Sarayı.
II-II. Avlu Divan Meydanı: 
Adalet Meydanı da denilen bu avlu yapılarıyla birlikte sarayda devlet yönetiminin gerçekleştirildiği ve temsil edildiği bir tören alanıdır.
Avluda Cülus denilen tahta geçiş, Muayede (Bayramlaşma) ve Ulufe töreni yapılırdı. Üç ayda bir Yeniçerilere ulufelerinin (maaş)verildiği günlerde yabancı elçiler de bulunurdu. Galebe Divanı denilen bu törende avlu revaklarına dizilen Yeniçeri ve Sipahi'lere maaş ve yemek dağıtılırdı. Büyük bir ihtişam ve düzenle gerçekleşen bu törende devletin zenginliği ve gücü yabancı devlet elçilerine gösterilirdi.
Avlunun ucundaki Babüssade (Akağalar Kapısı), Enderun/İç Saray, teşkilatının bulunduğu avluya açılır.
Solda, Adalet Kulesi altındaki kubbeli ve revaklı Kubbealtı binası, Divan-ı Hümayun toplantıları için yapılmıştır.
Kubbealtı arkasındaki Hazine binası, devletin resmi finans hazinesi olarak kullanılırdı. Bu yapı, saraydaki silahların teşhirine ayrılmıştır.
Divan Meydanı'nın Haliç yönünde Has ahır avlusu bulunur.
Meydanın bu yöndeki diğer bir yapı grubu Zülüflü Bakırcılar Koğuşudur.
Adalet Kulesi yanında Harem Dairesi girişi olan Arabalar Kapısı bulunur.
Meydanın sağ yanında ve revak arkasında Saray Mutfakları sıralanır.
 
Divan-ı Hümayun / Kubbealtı:
Kubbealtı Osmanlı İmparatorluğunda devlet teşkilatını idare eden, devletin iç ve dış politikasını yürüten Divan Heyetinin (Bakanlar Kurulu) toplandığı yerdir. Adı "Divan-ı Hümayun" olduğu gibi yapının kubbeli oluşundan ötürü "kubbealtı" denilmiştir. Bu binada vezirler, Rumeli ve Anadolu kazaskerleri, defterdarlar, nişancılar ve diğer görevliler haftanın dört günü (Cumartesi, Pazar, Pazartesi, Salı) sabah namazından sonra toplanırlar, devletin iç ve dış siyasetini ilgilendiren konuları görüşüp, gerekli kararları alırlardı. Padişah Adalet Kulesindeki kasrında oturup, Divana açılan kafesli pencereden toplantıyı izlerdi. Gerektiğinde kafese vurmak veya pencerenin kırmızı perdesini kapatmak suretiyle toplantıya son verirdi. Bu durumda vezirler sırayla arz odasına çağrılır ve padişaha gerekli açıklamaları yaparlardı.
Sadrazamın dışında diğer Divan erkanı sabah namazını Ayasofya caminde kılarlar, kıdem sırasına göre Bab-ı Hümayundan geçerek orta kapıya, oradan da Divana gelirler ve sadrazamın gelişini beklerlerdi. Sadrazam sabah namazını kılar, "kapı halkıyla" saraya gelir ve törenle karşılanırdı. Sadrazam Kubbealtına girmeden önce "Babü's-saade" önüne gelir ve padişahın evinin kapısı anlamına gelen bu kapıyı selamlardı. Saha sonra Divana girilerek toplantıya başlanırdı. Genellikle öğleye kadar devlet işleri görüşülüp bitirilirdi. Öğle yemeği burada yendikten sonra şikayetçiler Divana alınarak davaları görüşülürdü. Osmanlı toplumundaki kadın, erkek, çeşitli dinlere mensup herkes divana başvurabilirdi. 
Sadrazamın ilk divanında büyük bir tören yapıldığı gibi kendisine "mühr-ü hümayun" verilişinde de tören yapılırdı. En gösterişli törenler ise üç ayda bir yapılan ulufe dağılımı gününde olurdu. Genellikle yabancı elçilerin kabul edilişi de, devletin zenginlik ve ihtişamını yansıtan ulufe dağıtımı gününe rast getirilirdi. Sadrazam tarafından elçi kabulü de Kubbealtında yapılır ve ziyafet verilirdi. Ayrıca padişah kızlarının nişan ve nikah törenleri de Kubbealtında yapılırdı. 
Sarayda ilk Divan binası Fatih Sultan Mehmet döneminde yaptırılmıştır. Bugünkü yapı Kanuni Sultan Süleyman dönemindedir. Zamanla değişikliğe uğrayan bina 1665 yılı Harem yangınında büyük hasar görmüş ve onarılmıştır. 
Girişteki kitabelerden Sultan III. Selim ve II. Mahmud dönemlerinde de onarım gördüğü anlaşılır. 
XVIII. yüzyıldan itibaren devletin yönetimi yavaş yavaş Bab-ı Ali'ye kaydığından, önemini kaybetmeye başlayan kubbealtında son toplantı 30 Ağustos 1876 çarşamba günü yapılmış, vükela heyeti toplanarak bir müddettir hasta olan Sultan V. Murad'ın durumunu görüşmüştür. 
 
Divan-ı Hümayun / Kubbealtı:
- Osmanlı İmparatorluğu'nun Sadrazam ve vezirlerden oluşan Divan tarafından yönetildiği Kubbealtı binası, Kanuni Sultan Süleyman'ın emri ile Mimarbaşı Alaeddin tarafından inşa edilmiştir. 
- 15. yüzyılda Divan Meydanı'nın bu köşesine yapılan ahşap revaklı Divanhane, Divan Mescidi olarak kullanılmış ve 1916 yılında kaldırılmıştır. 
- Yapının kubbeli üç mekanından ikisi, önündeki revağa ve avluya açılır. 
- İlk mekan, divan toplantılarının yapıldığı Kubbealtı (Divan yeri, müzakere salonu) bölümüdür. 
- İkinci mekan, Divan-ı Hümayun hocalarının bulundukları yerdir. Bu mekana bitişik olan ve Defterhane denilen üçüncü mekanda Kalem Reisleri Dairelerinin kayıtları muhafaza edilirdi.
- En sondaki oda, belgelerin arşivlendiği Defterhane olarak kullanılmıştır. 
- 1665 Harem yangınında hasar gören Kubbealtı, Sultan IV. Mehmed'in emriyle onarılmıştır. Cephede Sultan III. Selim ve II. Mahmud dönemlerinde 1792 ve 1819 yıllarında yapılan onarımları belirten manzum kitabeler vardır. Cephede ve Divan-ı Hümayun Kaleminde görülen rokoko süslemeler bu dönemde yapılmıştır. 
- Yapı, Adalet Kulesine bitişiktir. Bu kuledeki pencereli şahnişten padişahlar Divan-ı Hümayun çalışmalarını izlerlerdi. 
- Divan-ı Hümayun haftanın dört günü toplanırdı. 
- Divan üyeleri, sadrazam ve kubbe vezirleri, Anadolu ve Rumeli kazaskerleri, devlet işlerini görüşüp sultana arz etmek amacıyla karar verirler, davalara bakarlardı. Önemli toplantılara Şeyhülislam da katılırdı. 
- Divan'ın diğer görevlileri nişancı ve defterdarlardı. Ayrıca Reis-ül Küttab, tezkereciler, katipler kararları kaydederlerdi. 
- Divan-ı Hümayun'da devletin siyasi, idari, mali, örfi, şer-i işleri ile halkın önemli davaları görüşülürdü. 
- Ayrıca sadrazamlar tarafından elçiler kabul edilir ve padişah kızlarının nikahları kıyılırdı. 
- Divan-ı Hümayun toplantıları ve törenler, zengin ve disiplinli bir protokol düzeni ile gerçekleştirilirdi. 
- 18. yüzyılın başlarından itibaren zamanla önem ve kıymetini kaybetmiş, bağımsız olarak hareket eden sadrazamlar zamanında devletin önemli işleri Paşa Kapısı (Bab-ı Ali)'na intikal etmiştir.
 
İç saraydaki yapılar: Babüsselam, Mutfak kanadı, Babüssaade, Arz odası, Fatih Köşkü, Hekimbaşı odası, Ağalar Camii, İç hazine, Raht Hazinesi, Has Ahır, Kubbealtı, III. Ahmet Kütüphanesi, Sünnet odası, III. Murat Köşkü 
 
Revan Köşkü: Sultan IV. Murad'ın Revan Seferi ve zaferi anısına 1635-1636 yıllarında yaptırılmıştır. Padişahları sarıklarının bu odada korunması nedeniyle Sarık Odası olarak da anılır. 
Mermer kaplama dış cephesi ve 17. yüzyıl çinileriyle dikkat çeken köşk, klasik Osmanlı mimarisinin son örneklerindendir. 
1733 yılında Sultan I. Mahmud'un vakfettiği kitaplarla Has Oda kitaplığı olarak kullanılmaya başlanmıştır.
 
Bağdad Köşkü: Bu köşk Sultan IV. Murad'ın Bağdad Seferi anısına, 1638'den sonra yapılmıştır. 
17. yüzyıla tarihlenen çinileri, sedef ve bağa işlemeli dolap ve pencere kapakları, kubbe süslemesi ile dikkat çeken bu yapı klasik saray mimarisinin son örneklerindendir. 
18. yüzyıl ortalarından itibaren Has Oda Kitaplığı olarak kullanılmıştır. 
 
Sünnet Odası - Yazlık Oda: 1640 yılında Sultan İbrahim tarafından yaptırılmış olan köşk, şehzadelerin sünnet düğünleri için de kullanıldığından, Sünnet Odası adıyla anılır. 
Duvarları Osmanlı çini sanatının eşsiz örnekleriyle kaplıdır. Cephedeki 1529'a tarihlenen Uzak-Doğu etkili mavi-beyaz yekpare çini panolar, müstesna çini örneklerindendir.  
 
Babüssaade: 
- Divan Meydanı'nı iç saray teşkilatının bulunduğu mekanları içeren Enderun avlusuna bağlayan anıtsal kapıdır. 
-  Sultanların saraydaki varlığını temsil eder.
- Padişahlar kapı önünde tahta çıkarlar, görevliler kendilerine biat eder, bayramlaşma törenleri yapılırdı. 
- Padişah cenazeleri törenle kapı önünde kaldırılırdı. 
- Törenlerin dışında padişahlar bu kapıyı ve Divan Meydanı'nı kullanmazdı. 
- Babüssade Ağası ve maiyetindeki görevlilerin kontrolündeki bu geçidin yanlarında ağaların koğuşları ve Enderun Teşkilatının Küçük ve Büyük Oda Koğuşları vardı. 
- Babüssade, 15. yüzyılda saray inşaatıyla birlikte inşa edilmiştir. 
- Rokoko dekorasyonu 1774 yılında Sultan III. Mustafa devrinde ve Sultan II. Mahmud döneminde yapılmıştır. 
- Döşemedeki taş, Sancak-ı Şerif'in dikildiği noktayı belirtir. Savaşa gidecek olan sadrazam veya serdarlık payesi verilmiş kişiye Sancak-ı Şerif bu kapıda törenle teslim edilirdi. 
 
Sultan III. Selim adına dikilmiş Nişan Taşı (M. 1791 - H. 1205): 
Sultan III. Selim'in Levend Çiftliği'nde 898 m.den hedefteki testiyi tüfekle vurması anısına dikilmiştir. Nizam-ı Cedid askerlerinin tüfek talim yeri olan Levend Çiftliği'nden Topkapı Sarayı Müzesi'ne getirilen Nişan Taşı'nın üzerinde, Kaptan-ı Derya Ratip Ahmet Paşa'nın oğlu İbrahim Naşid Bey'in Sultan III. Selim'in tüfek atmadaki maharetini anlatan 10 beyitlik manzum kitabesi yer alır. 
 
İftariye Kameriyesi: Padişahların yaz aylarına rastlayan ramazanlarda iftarlarını burada açmaları nedeniyle İftariye Kameriyesi olarak anılır. Kimi kaynaklarda ise mehtaplık olarak geçer. 
Teras, bugünkü görünümünü Sultan İbrahim döneminde (1640 - 1648) kazanmıştır. 
 
Topkapı Sarayı'nın giriş ücretlerini ve ziyaret saatlerini güncellemek için araştırma yaparken Sarayın, Milli Saraylar'a bağlandığını gördüm (Sözcü, Ntv). Milli Sarayların internet sitesinde, Topkapı Sarayı'nın Salı günlere ziyarete kapalı olduğu ve 09:00-17:00 saatleri arasında ziyaret edilebildiği bilgisini görebildim. Ücret ile ilgili herhangi bir bilgiyi internette şu an bulamadım. (28.01.2020 tarihli güncelleme)
 
Topkapı Sarayı'na Ulaşım:
Atatürk Havaalanından: Havaalanı içerisinde yer alan metro hattı ile son istasyon olan Aksaray’a kadar gelebilirsiniz. Buradan Yusufpaşa istasyonunda aktarma yaparak Sultanahmet durağında inmeniz gerekmektedir. Aya Sofya Müzesi ve Hürrem Sultan Hamamı önünden geçerek Topkapı Sarayı Müzesi’ne ulaşabilirsiniz.
Marmaray ile Ulaşım: Marmaray hattını kullanırsanız Sirkeci istasyonunda inmelisiniz. Cağaloğlu - Vilayet çıkışını takip ederek İstanbul Valiliği önüne çıkabilirsiniz. Buradan sola doğru kıvrılan yolu takip ederek Gülhane Parkı girişine ulaşabilir ve tabelaları takip ederek müzeye ulaşabilirsiniz
Tramvay Hattı İle Ulaşım: Kabataş Beyazıt – Zeytinburnu istikametinden gelirseniz Sultanamet veya Gülhane istasyonlarında inmeniz gerekir. Sultanahmet İstasyonundan yürüyerek Ayasofya Müzesi önünden geçerek ve Müze tabelalarını takip ederek müzeye ulaşmanız mümkündür. Gülhane durağında inmeniz halinde Gülhane Parkı girişine doğru yürümelisiniz. Park girişinde yer alan tabelaları takip ederek müzeye ulaşabilirsiniz.  Topkapı Sarayı'nın konumunu aşağıdaki haritada işaretledim. Oradan bakabilirsiniz.
Topkapı Sarayı'nı ziyaret etme şansınız yoksa 3dmekanlar sitesinden görüntüleri ve sarayı oluşturan bölümler ile ilgili detaylı bilgileri inceleyebilirsiniz.
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Edirne'den Günübirlik Yunanistan Gezisi - Kastanies (Kestanelik) - Orestiada (Kumçiftliği) - Pazarkule Sınır Kapısı

Anelemmatik Güneş Saati - Cunda - Ayvalık