Gaziantep

23 Nisan 2016 tarihinde eşim ve kardeşi ile birlikte üçümüz günübirlik Gaziantep'e gittik. Uçak biletlerini birkaç ay önceden Anadolujet'ten aldık. Sabah 07:00 uçağı ile gittik ve akşam 21:55 uçağı ile geri döndük. Uçak beklediğimizden daha iyi çıktı. İlk defa Türk Hava Yolları ile seyahat ediyorduk ve ücretsiz ikramları görünce şaşırdık. Sabahleyin Üsküdar'daki evimizden taksi ile Kadıköy'e gittik, oradan Havabus ile Sabiha Gökçen Havalananına gittik. Kontrollerden geçtikten sonra Gaziantep uçağına bindik. Gaziantep'te de B-39 numaralı otobüs ile şehir merkezine gittik. Otobüsün ücreti yanlış hatırlamıyorsam 6 TL idi. İsterseniz Havaş ile de gidebilirsiniz. Otobüs Havaş'tan önce kalktı, ama Gaziantep merkeze gitmemiz 1 saat 10 dakika sürdü. Havaş belki daha gidebilir. Biz akşam yine otobüs ile gittik. Bu sefer 45 dakika sürdü. Gaziantep'e vardıktan sonra önce Bakırcılar Çarşısını gezdik, bir simitçide karnımızı doyurduk. Daha sonra Zeugma Müzesi'ne gittik ve sonra da Medusa Cam Eserleri Müzesi ve Gaziantep Kalesi ile Gaziantep Savunması ve Kahramanlık Panoraması Müzesi'ni dolaştık. Yemeğimizi de Ciğerci Mustafa Kemal'de yedik. Akşam üstü de Tahmis Kahvesi'ne gittik. Katmerci Zekeriya Usta'ya da öğleden sonra uğradık ancak biz gidene kadar katmer bitmişti. Dönüşte de yanımıza bol bol antep fıstığı aldık. 

Gaziantep, hem benim hem eşimin ve kardeşinin merak ettiği bir yerdi. Onun için gitmeyi çok istemiştik. Ancak açıkçası beklentilerimizi pek karşılamadı. Karşılamamasının sebeplerinden birisi; merkezin biraz dağınık olması. Mesela eşimin memleketi olması nedeniyle gittiğimiz Edirne'de merkez belli bir noktadadır. Saraçlar Caddesi'nin iki sokak ötesinde her türlü ciğerciyi, köfteciyi ve gezilecek mekanları bulabilirsiniz. Tarihi çarşısı da, modern çarşısı da aynı yerdedir. Ancak Gaziantep öyle değildi. Baklavacılar, ciğerciler, kebapçılar, hepsi dağınık halde ve harita üzerinde birbirine yakın görünse de mesafeler çok uzak. Yani Gaziantep merkezi pek yürüyerek gezilecek bir yer değil. Diğer bir hoşumuza gitmeyen durum ise ne yazık ki Arap nüfusunun çok fazla olması. Kapılarında, vitrinlerinde sadece Arapça yazı yazan bir sürü dükkan var. 
Kısacası, Antep güzel, gezilecek bir sürü yeri var ancak yine de İstanbul'da  Antep yemeklerini, tatlılarını yiyebileceğiniz bir sürü mekan var. Onun için sadece yemek, içmek için gitmeye değmez. Ama merak ediyorsanız, siz de günübirlik veya haftasonu gezisi yapabilirsiniz. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Edirne'den Günübirlik Yunanistan Gezisi - Kastanies (Kestanelik) - Orestiada (Kumçiftliği) - Pazarkule Sınır Kapısı

Anelemmatik Güneş Saati - Cunda - Ayvalık