Sardes Gynasium (Sinagog) Örenyeri - Sardes Artemis Tapınağı - Sart Harabeleri (17.10.2018 tarihli güncelleme)

Sart Harabelerine bir Salihlili olarak çocukken bir çok kez gezmeme rağmen yıllardır gitmemiştim. Küçükken Sart'ta yapılan etkinliklere gelir ve bol bol gezerdik. Ancak yıllar geçtikçe ve memlekete senede bir kaç gün gitmeye başlayınca bir daha gitme şansım olmamıştı. Uzun zamandır Salihli'ye artık sadece bayramlarda gider olduk. Kısa zamanlı geziler yapınca da ancak aile ve akraba ziyaretlerine vakit ayrılıyor, çevre gezileri yapılamıyor. Çevremizdeki güzellikleri de göremiyoruz. 
 
Geçenlerde eşimle bir haftalık izin alınca önce Edirne'ye (eşimin memleketine) daha sonra da Salihli'ye gittik. Ben de seneler sonra Sart Harabeleri'ne gittim. Eşim bu tarz gezileri pek sevmediği için genelde onsuz gidiyorum :) Sart Harabeleri iki bölümden oluşuyor. Birincisi Hamam Gymnasion Kompleksi, ikincisi ise Artemis Tapınağının bulunduğu bölümdür.
Manisa'nın Salihli ilçesine bağlı Sart kasabası yakınlarında bulunan ve Lidya (Lydia) devletine başkentlik yapmış antik kent. MÖ 1300 de kurulup MS 1200 de yıkılmıştır. Salihli merkezine 9 km, İzmir'e 82 km uzaklıkta olup, İzmir-Ankara karayolunun iki yanına yayılmıştır. Sardes bilinen tarihe göre paranın ilk basıldığı yerdir. Ayrıca tarihteki ünlü Kral Yolunun başlangıcıdır. Uzun süre değerli taş olarak kullanılmış turuncu kuvars taşının Batı dillerindeki ismi olan ve "sard" kelimesi, taşın antik çağda çıkarıldığı Sart bölgesinden gelir. Halen burada Kuvars taşı ve altın çıkarımı devam etmektedir. Sart'ta tarihte bilinen ilk tiyatro kalıntıları da mevcut olup gün yüzüne çıkarılmaya çalışılmaktadır. Ayrıca Sart'ın yaklaşık 5 km kuzeyinde "Bin Tepeler" ismiyle anılan yaklaşık olarak 85 tane mezardan oluşan Lidya kraliyet mezarlığı bulunmaktadır. Sart kasabasında Batı Anadolu'nun 7 tapınağından biri olan Artemis Tapınağı yer almaktadır. Tarihi kütüphanesi ve kral tahtları halen büyük bir oranda sağlam kalmış ve ziyarete açıktır. Burada yer alan tarihi eserlerin çoğunluğu itibarıyla tıpkı aynı yapımıdır. Orijinalleri Manisa Etnografya Müzesi'nde sergilenmektedir. 
 
Sart Harabeleri 1 Nisan - 1 Ekim tarihleri arasında 08:00-19:00, 1 Ekim - 1 Nisan tarihleri arasında 08:00-17:00 saatleri arasında ziyarete açık olup, giriş ücreti 14 TL'dir ve müzekart ile ücretsiz gezebilirsiniz. Aldığınız bilet hem Gynasium hem Sinagog kısmında geçerli olduğu için bir yeri gezdikten sonra biletinizi atmayın. 

Sart Harabelerine gitmek için İzmir - Salihli yolu üzerinde Sart Harabeleri - Bozdağ - Ödemiş tabelasından dönülmesi gerekmektedir. Sardes Synagogue, Kenan Evren Caddesi üzerinde kalmaktadır. (20.09.2018 tarihli güncelleme) Harabelerin olduğu yeri aşağıdaki haritada işaretledim.

Tapınak, Sinagog'dan biraz içeride kalmaktadır. Artemis Tapınağının bulunduğu yeri aşağıdaki haritada işaretledim.

Sart Harabelerine gidemeyenler 360mekan sitesinden Antik kenti gezebilir. 

Sart Harabeleri ile ilgili araştırma yaparken 2 güzel yazı buldum. İsteyenler onlar da bakabilir. İndigo dergisi, Salihlim.com 
Sart Harabeleri'nde asılı olan bilgilendirme yazılarının bazıları şu şekildedir: 
Sart'taki (Sardes, Sardis, Sardeis, Sfard, Sparda) en eski yerleşim tabakalarının Geç Bronz Dönemi (MÖ 1400) olarak tarihlendirilmesine rağmen Sardeis MÖ 7. yy'den MS 7. yy'a kadar Anadolu'nun en önemli şehirlerinden birisi olmuştur. Burası, Ege'den Orta Anadolu'ya giden tabii yol, verimli Gediz (Hermus) Ovası, dağlardaki yüksek yaylaları ve ormanları, etrafındaki çaylardan gelen içme suları ve ele geçirilemez kalesi (akropol) olan ayrıcalıklı bir şehirdir. Paktolos (Sart) çayından elde ettikleri doğal alüvyon altını sayesinde kavuştukları büyük servey, burada eskiden beri yaşamakta olan Lidyalıları Anadolu'nun en zengin ve güçlü halkı haline getirmiştir. MÖ 7. ve 6. yy'da Lidyalılar, Gyges, Alyattes ve Kroisos gibi dinamik krallar sayesinde Batı Anadolu'da, Kızılırmak'a kadar uzanan bir imparatorluk kurmuşlardır. Sart'ın 7 km kuzeyinde bulunan ve İzmir - Ankara Karayolu'ndan da görülen Kraliyet tümüsleri (Bintepeler) Lidyalıların servet ve gücünün simgesidir. MÖ 547'de, Anadolu'nun Persler tarafından fethedilmesiyle, Sardeis, Perslerin önemli bir idari merkezi haline dönüşerek, Satraplara (Valilere) ev sahipliği yapmıştır. Büyük İskender'in MÖ 334'de işgalinden sonra, Artemis Tapınağı, tiyatrosu ve diğer kamu yapılarıyla şehir Hellenleşmiştir. Roma Döneminde (MS 1. ve 4. yy) hayatı kolaylaştıran hamamlar, stadyum ve benzeri yapılarla donatılarak, Sardeis bir Greko-Roman metropol hüviyetine bürünmüştür. Şehrin son parlak safhası, MS 4. ve 7. yy'lar arasındaki Geç Roma dönemidir ve bu devreye ait önemli kalıntılar günümzde de mevcuttur. Daha sonraları, buradaki yerleşim ölçü ve nüfus olarak küçülerek, 18. ve 19. yy'larda birkaç haneden oluşan ufak bir köy haline dönüşmüştür. Modern Sart, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra yeniden gelişmeye başlamıştır. Kazılar, 1910-1914 yıllarında ve 1922'de Amerikan Sart Kazı Cemiyeti adına, Princeton Üniversitesinden Profesör Howard Crosby Butler tarafından yapılmıştır. Harvard Üniversitesinden Profesör Gerorge M.A. Hanfmann'ın 1958'de kurduğu Sart Amerikan Hafriyat Heyeti, kazı çalışmalarına halen devam etmektedir. 
 
Sart harabelerinin bölümleri şu şekildedir: 1- Artemis Tapınağı 2- Roma Hamam - Gimnasyum Kompleksi, Sinagog, Bizans Dükkanları ve Sütunlu Cadde 3- HoB Sektörü 4- Lidya Sur Duvarı 5- Geç Roma Şehir Duvarı 6- PN Sektörü: Lidya Altın Arıtımevi ve Bizans Kilisesi 7- Roma C Binası 8- Erken Bizans Döneminden D Binası 9- Roma A Binası 10- "Bizans Hisar" Sektörü 11- Tiyatro 12- Stadyum 13- Roma Tapınağı 14- Roma Hamamı (CG Binası) 15- Akropol ve Bizans Surları Boya Dükkanı, Lokantalar, Roma Caddesi, Mesken, Havra (Sinagog) - Ön Avlu, Hamam - Gymnasium Kompleksi gibi yapılar bulunmaktadır. 
 
Roma Caddesi: Bu anıtsal Roma Caddesi, 2500 yılı aşkın bir süre boyunca doğu-batı yönünde Sardeis'ten geçen yolların en önemlilerinden biridir. Lidya döneminde (MÖ 7. ve 6. yüzyıllarda) 100 metre doğuda yer alan şehrin en önemli girişlerinden (ana kapılarından) birine giden bir yol, burada bulunmaktaydı. Roma döneminde bu giriş, üzerinde kemerli bir tak bulunan, açık bir alana dönüştürülmüştür. Bu yol, Roma döneminde, kentsel yaşam için, hayli önemli bir gelişme sağlamıştır. Yaklaşık 12 metre genişliğinde ve mermer bloklarla kaplı olan yol, kuzey-güney yönlerine doğru hafifçe kavislidir. Yol kaplamasının altında bulunan borular ve künkler, karmaşık bir sus sisteminin parçasıdır. Bazı mermer blokların üzerinde, yaya ve araç trafiğine ait izler görüldüğü gibi, yeterl halk tarafından kazınmış grafitiler de bulunmaktadır. MS 5. ve 6. yüzyıllarda, mermer kaplı yolun her iki yanında, üzerleri revaklarla örtülü, mozaik döşemeli yürüme yolları bulunmaktaydı. Kuzey revakta, yerlerine yeniden dikilmiş olan sütunlar ve bunların arkasında, sıra halinde bulunan ve Bizans Dükkanları olarak adlandırılan uzun sıra halindeki ticari birimler, Geç Roma döneminde, şehrin, artan törensel ve ticari aktivitelerinin yaşandığı bölgedir. Geç Roma dönemi Sardeis'in yolları, konutlarla, ticari ve endüstriyel meskenlerle kuşatılmıştı. Roma yolunun kuzey revakı arkasında sıralanan, Bizans Dükkanları, 5. ve 6. yüzyılın canlı ticari bölgesine aittir. Yol kenarında yer alan, kolayca ulaşılabilinen ve basitçe inşa edilmiş olan bu odalar, yerel yönetim tarafından, bölgesel ekonomiyi desteklemek amacıyla tüccarlara kiralanmak ve aynı zamanda bakım masraflarını karşılamak için geliştirildiği kanısını vermektedir. Bu dükkanlar, kullanıcıların ihtiyaçları doğrultusunda kolaylıkla birleştirilmiş veya bölünmüştür. Buranın çoğunluğu, MS 500'lerin sonuna kadar işgal edilmiş olup, 7. yüzyılın ilk çeyreğindeki büyük deprem ve yangın sonrası tamamen terk edilmiştir. Daha üst seviyelerde yer alan, kabaca döşenmiş parke taşı kaldırımlar, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde kuzey revaka kadar genişlemiş olan, Roma dönemine ait yol sisteminin bir devamıdır. 1950 yılında yapılan İzmir - Ankara asfaltı, karayolu trafiğinin, Roma Hamam Gimnasium Kompleksi kalıntılarından, biraz daha güneye kaymasını sağlamıştır. 2000 yılında inşa edilen daha geniş karayolu ise, antik kentin 800 metre kuzeyinden geçerek, eski eserlerin etkilenmemesine yardımcı olmuştur. Havra (Sinagog) - Ön Avlu: Çeşme; Ön avlunun ortasında bulunan, orjinali mermerden yapılmış vazo görünümlü su kabı (krater), cemaatin ayin öncesi ellerini yıkadıkları bir çeşit çeşmedir. Su, tabanın altından pişmiş borularla ulaştırılırdı. Ustaca yapılmış bir vana suyun akışını kontrol ederdi. Etrafını çevreleyen havuz orjinalinde, muhtemelen mermerden yassı taşlarla döşenmişti. 
 
Mozaik Yer Döşemesi; Yerlere döşenen mozaikler, bir dizi küçük halılar görünümündeki karmaşık geometrik düzen içinde yapılmıştır. Mozaiklerin çoğunluğu 5. ve 6. yüzyıllarda ya döşenmiş ya da tadilattan geçmiştir. Ön Avlu Duvar Bezemeleri; Orjinalinde, ön avlu duvarları boyalı sıva ile kaplıydı. Mermer dekorasyonlar MS 5. ve 6. yüzyıllarda ilave edilmiştir. Duvarların alçak kısımlarındaki yüzeylerde, halen yapıştırıldıkları gibi duran levhalar bulunmuştur. Kabartmalar, başlıklar ve kemerli frizdeki parçalar, vazoları,kuşları ve asma dallarını betimlemektedir. Friz, oyma tekniği (chamleve) ile yontulmuş olup orjinalinde boyalıdır. 
 
Havra (Sinagog): Roma Hamam Gimnasium kompleksinin güney-doğu kanadında yer alan bu abidevi Havra, geç antik döemde zengin Musevi cemiyetinin merkezi olarak hizmet vermiştir. 1962 yılında bulunduğunda, burası, döneminin en büyük havrası olarak biliniyordu. Yapı ve dekorasyonları kısmen restore edilmiştir. Havraya, doğu tarafında yer alan bir ön avludan girilmektedir. Ön avlunun dört bir yanı revaklarla kaplı olup, orta kısmı göğe açıktır. Ana salon 1000 kişiyi barındıracak yeterli genişlikte olup, boyu 50 metre uzunluktadır. 14 metre yüksekliğindeki ana mekanın çatısı masif kolonlar tarafından desteklenmekteydi. Mozaik taban, döşemeler ve merker duvar dekorasyonları çeşitli zamanlarda yapılmıştır. Günümüze kadar gelen kalıntıların çoğunluğu, MS 5. ve 6. yüzyıllara aittir. Havra şehrin çoğu kısmında olduğu gibi, erken MS 7. yüzyılda terk edilmiştir. 
 
Artemis Tapınağı: Tarihi ve Planı Dünyada bulunan en büyük tapınaklardan biri olan bu yapı tanrıça Artemis'e ithaf edilmiştir. Anadolu'da bulunan Efes ve Magnesia Artemis tapınaklarında olduğu gibi, Sardeis Artemis tapınağı da batıya bakmaktadır. Tapınağın iki adet sütunu antik dönemden günümüze kadar, olduğu gibi hiç restore edilmeden korunagelmiştir. Pers Dönemi (MÖ 547-334): Pers dönemine ait bir tapınak izlerine rastlanmamasına rağmen, burada Artemis Kutsal Alanı mevcuttu. Artemis kültünden bahis eden Lidya dilindeki Pers dönemine ait yazıtlar ve başka buluntular bu kutsal alanın kazısından elde edilmiştir. Kutsal alanın en eski korunmuş yapısı, MÖ 6. veya 5. yy yapıldığı sanılan sunaktır. 
 
Helenistik Dönemi (MÖ 334-MS 17): İlk tapınağın yapımına, Helenistik dönemde, MÖ 3. yy'da başlanmış olup, sadece ana bina (cella) bu dönemde bitirilmiştir. Binanın çatısı, iki sura iç sütunlarla desteklenmekteydi. Bina çevreleyen dış sütunlar ise planlanmış anca inşa edilmemişlerdi. 
 
Roma İmparatorluk Dönemi (MS 17-400): Roma İmparatorluk döneminde, (MS 1. - 2. yy'da) tapınağın ana odası (cella), inşa edilen bir duvar ile iki eşit mekana bölünmüştür. Doğu duvarına açılan yeni bir kapı ile yapı sırt sırta dayalı çift cellalı bir tapınağa dönüşmüştür. Büyük bir olasılıkla bu durum Artemis kültü yanında İmparatorluk kültünün de yer alması için yapılmıştır. İç sütunlar kaldırılmış ve imparatorlar ile eşlerine ait 8.5 m boyunda heykeller doğu cellaya yerleştirilmiştir. Aynı dönemde, dış sütunların yapımına başlanmıştır. Doğu kısımda, yeni Helenistik tapınağın arkasında yer alan sütunlar dikilmiş ancak bitirilmemiştir. Uzun kuzey ve güney kanatlarda ise, sadece sütunların temelleri yerleştirilmiştir. Her iki taraftaki revakların karşısında, yüksekçe kaideler üzerine oturtulmuş olan ikişer tane yivli sütun Helenistik cella'dan buraya getirilmiştir. Çünkü, bu sütunlar dışarıdakilerden daha kısa olduğundan, kaideler üzerine oturtularak, boylarının, diğer sütunlarla aynı seviyeye getirilmesi sağlanmıştır. 
  
Geç Roma ve Bizans Dönemleri (MS 400-700): Artemis kültünün gözden düşmesinin nedeni pek iyi anlaşılamamıştır. Roma yönetiminin, MS 4. yy'dan itibaren Hristiyanlığı kabul etmesi pagan kutsal alanlarının kapanmasına neden olmuştur, ancak bu binanın kullanımı olasılıkla devam etmiştir. Tapınağın doğusunda yer alan küçük kilisenin MS 5. yy'da inşa edildiği sanılmaktadır. Doğudaki ana kapının yanlarında Hristiyanlığı işaret eden haç resmi ve "ışık", "hayat" gibi kelimeler kazınmıştır. 7. yy'dan itibaren bina harabe haline gelmiş ve mermerleri yakılarak kireç haline dönüştürülmüş veya devşirme olarak kullanılmıştır. 1750, 1882 ve 1904 yıllarında sınırlı ölçüde yapılan kazılardan sonra 1910 ila 1914 yılları arasında Howard Crosby Butler tarafından yapılan çalışmalar sonucunda, tapınak ortaya çıkarılmıştır. Artemis Tapınağı 800 yıl boyunca kullanılmasına rağmen, hiç bir zaman tamamlanmadı. Bu yapının bitirilmemiş bölümleri insana yanıltıcı bir görünüm vermektedir. Örneğin, tapınağın tek tamamlanmış sütunları yapının doğusunda yer alan yüksek kaideler üstündekilerdir. Bunların narin oranları, keskin formları ve dizemsel biçimleri, diğer sütunların kaba, yivsiz ve özensizce traşlanmış yüzeylerinin, ileride bitirilmiş olsalardı son durumlarının nasıl olacağını gösterirdi. Binanın bitirilmemiş kısımlarından, taş ustalarının tapınağı nasıl tasarladıkları, blokları nasıl işledikleri ve kaldırıp yerlerine koydukları daha iyi algılanmaktadır. İlaveten, tapınağın Helenistik ve Roma dönemine ait farklı inşaat teknikleri, yapının değişik bölümlerinin tarihlendirmesine yardımcı olmuştur. Tapınağın kusursuz tasarımı ve inşaatı, antik yapı ustalarının ileri seviyedeki mesleki kararlılıklarını onaylar ki, bu da bugün tapınağı ziyaret edenler için bir ilham kaynağıdır. 
 
Artemis Sunağı: Artemis Sunağı (veya Lidya Sunağı) bugüne kadar korunagelmiş olan Artemis Kutsal alanının en eski yapısıdır ve ayinler ile törenlerin de odak noktasıdır. İki ayrı yapı evresi vardır ve bunlardan bir tanesi tapınaktan daha eskiye uzanır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Edirne'den Günübirlik Yunanistan Gezisi - Kastanies (Kestanelik) - Orestiada (Kumçiftliği) - Pazarkule Sınır Kapısı

Anelemmatik Güneş Saati - Cunda - Ayvalık